Seks hikayeleri ve porno hikayeleri okuyabileceğiniz ensest sex hikayesi paylaşım platformudur ve seks hikayeleri yer almaktadır.
13 Ağustos 2016 Cumartesi
KÖY ÖĞREMENİ 1
Mrb. Ben yıllardan beri öğretmenlik yapan bir beyim arkadaşlarım
arasında saygın güvenilir biriyim. Fiziksel olarak ta 45 beş yaşında ve
oldukça yakışıklıyım. Beyaz saçlarımda ayrıca fiziksel görünüşüme bir
hava katmakta. Aslında hayatımın büyük kısmı gayet sakin ve rutin içinde
geçti. Ama bu sitedeki hikayeleri gördüğümde ilk öğretmenlik yıllarımda
köyde yaşadığım maceralar aklıma geldi. Gerçekten çok güzel günlerdi.
1985 yılında o zaman iki olan sınıf öğretmenliğinden mezun oldum ve
Anadolu’nun ücra köşelerinin birinde öğretmenliğe başladım. Ne köydü ama
tüm imkânlardan yoksundu. Öyle garip ve yoksuldu ki anlatamam. Su yok,
elektrik yok, yol yok aklınıza daha ne gele biliyorsa. Yaklaşık 50 hane
ve ilçe merkezine 45 km uzaklıkta ve en yakın köy 15 km uzakta ve bu
mesafe ancak at ve eşekle gidile biliyordu. Halk hayvancılıkla
uğraşıyordu. Aslında güzel bir doğası vardı.Yüksek bir yamaçta
kurulmuştu. Bir tarafta Ormanlık alan bir tarafta da küçük bir dere ve
kıraç araziler vardı. Tabii benim gibi Ankara’da doğup büyümüş ve eğitim
görmüş biri için pek katlanılmazdı. Hele üniversite hayatından sonra
hiç katlanılmazdı. Eh ne yapalım ekmek parası dedik yollara düştük. Üç
günlük bir yolculuktan sonra köyüme daha varmadan şok olmuştum. Yollar
dağlar ulaşılmazdı. Fakat en yükseklere vardığımızda insanlar nasıl
yaşar burada dedim ve hemen o gün istifa edip gitmeyi düşündüm ama başka
çarem yoktu. Babam altı ay önce vefat etmişti ve bir kardeşim
üniversiteye o yıl başlamıştı ailemin benim yardımıma ihtiyacı vardı.
Geri dönemezdim. Öylede oldu. Köy halkı ise çok cana yakındı. Bu durumda
beni biraz cesaretlendirdi. Yabancıya çok hoşgörülüydüler birde tabii
öğretmendim.Köyde eğitimden önce aslında okul yapmak gerekti. Aslında
okul denen bir yer ve bir lojman vardı ama tamamen harabe idi. Çünkü
köye beş yıldır ne milli öğretmen ne de milli eğitim müdürlüğü
uğramamıştı. Bir hafta kadar uğraştıktan sonra biraz kullanılır hale
geldi. Tabii köylülerin yardımı ile tabii. İnanılmaz yardım sever
çalışkan insanlardı. 60-70 yaşlarında insanlar kadın erkek çalışıyordu.
Zaten pek geçte yoktu ya. Sonunda 10 gün kadar geçte olsa okulda eğitime
başladık. İlk gördüğümde şok olmuştum 80 kadar öğrencim vardı. Yaşları 6
ile 15-16 arasında ve 50 kadarı kız 30 kadarı da erkekti. Hayretler
içinde kalmıştım. Nasıl olurdu hem bu yaşta hem bu kadar çok kız. Tabi
faktör kızlar konusunda biraz benmişim ama 5 yıldır öğretmen olmadığı
için özellikle erkek çocukları bir şekilde eğitim için yakın yerlere
veya çeşitli il merkezlerine tanıdık yanlarına gönderilmişti.Bir süre
sonra benden pek yüz bulamayan yetişkin kızlar birer ikişer okulu
bıraktı bende aslında biraz zorlamıştım nemelazım bu zor günlerde birde
onları başıma bela edecektim. İlginç bir durum oldu. Bu davranışım
köylüler tarafından takdir gördü. Tabii imamında destekleriyle.
Öğrencilerinse köy öğrencileriydi. Bildiğin saf ama aslında doğa ve
hayvanlar hakkında bir o kadar bilgili idiler. hepsine baştan okuma
yazmadan başladım ve bazıları çok gayretli ve zekiydi ama çoğu da çok
zayıftı ilgileri hiç yoktu derse karşı. Hepsi hayvanların içinde sabah
akşamlar onlarla ilgileniyorlardı. Birde oyun işi olunca tabii bazen
sınıfın yarısı bile sınıfta olmuyordu. Biraz köylüyü sıkıştırdım
çocukları ellemeyim okula mutlaka gönderin diye filan ama nafile bir gün
köyün muhtarı tam köylü Mehmet ağa idi. Bol bol atardı. Köpek ve av
hastası idi. Birde oğlu vardı aynen kendi gibi. Babası bir gün beni
caminin yanında çağırdı. ‘hele hele öğretmen Bey, otur şöyle bakıyım.’
neyse oturdum. Meseleyi uzatmadan hemen çocuklara getirdi. ‘Hoca onlar
olmazsa biz bişey yapamayız onlar elimiz ayağımız. fazla sıkıştırma,
biraz okuma yazma öğrensinler. Hem bunların hepsi doktor mühendis olursa
hayvanları kim otlatır, bak benim Sülo’ya ondan ancak çoban olur’ dedi.
Bana da mantıklı geldi. Bende pek önemsemedim zaten yaşı büyük olanları
kaydetmemiştim. Zamanla kırk kadar öğrencim devamlı geliyordu. Onların
yaşları da 8-10 civarında idi. Yalnız birkaç öğrenci vardı onlarda zeki
idi. Bir tane muhtarın 12 yaşında kızı vardı. Zeki idi ama içine çok
kapanıktı. Erkeklerde ise bir kaç tane ve daha zeki idiler. Köyde ilk
günlerin fena değildi. Gündüz öğrencilerle okulda, öğleden sonrada da
yine onlar top falan oynayarak vakit geçiriyordum. Okul köyün
merkezindeydi. Ön tarafı açık ama sağ, sol ve arkasında biri muhtarın
olmak üzere evler vardı. Gelen gecen köylülerle de sık sık laflıyorduk.
Akşamları ise elektrik yoktu ama köylüler her akşam çağırıyordu. Hem
yemek için hem de sohbet içindi. En çokta tabii muhtar çağırır bol bol
anlatırdı ki bazen gına gelirdi. Akşamda erken vakitte gelip yatardım.
Artık zamanla köy hayatına alışmaya başlamıştım. Öğrencilerin oldukça
iyi niyetli saf ama bir o darda yaramazdılar. Erkeklerin işleri güçleri
hayvanlardı. Eşek, köpek, koyun, kuzu. Kah köpek dövüştürür, kah eşek
yarıştırır, bazen kuzu otlatır ya da çobana azık götürürlerdi. Çocuklar
için de çok fazla yapacak şey yoktu. Benim içinde onun için hafta
sonları sık sık ilçeye gidiyordum. Orda hem ihtiyaçları alıyor hem de
öğretmen evinde vakit geçiriyordum. Okulumu öğrenenler hep acıyarak
bakardı. Aslında bunlar iyi günlerimmiş. Kasım geldiğinde işler değişti.
Ekimden itibaren havalar soğumuştu ama karın bu kadar erken
bastıracağını tahmin etmemiştim. Kasımın ilk haftası hafif kar
atıştırmıştı. Muhtar: ‘hoca buraların kışı sert geçer yakacak falan
sorun değil de kışlıkların hazır mı?’ Dedi. Kışlıklarım vardı ama böyle
zorlu kışlar için değildi. O hafta sonu muhtarla kasabaya indik kışlık
aldık. Hem de onların istediği gibi. Onlar aynı gün geri dündüler. Bende
işte medeniyeti gördük ya ille bir gün fazla kalayım diye öğretmen
evinde kaldım o gece. Ertesi gün dönecektim. Ertesi de dönmek komşu
köyden arabası olan bir öğretmen vardı. Onunla anlaşmıştım. Karar
verdiğimiz gibide komşu köye kadar vardık. Yalnız hava bayağı
bozmuştu.Tam kar havasıydı. Ben vakit kaybettirmeden eşyalarımı aldım ve
yola davrandım. Gelirken muhtarın eşeklerinden biriyle de ben
gelmiştim. Onu tanıdık birinin ahırına bağlamıştık. Eşeğin olduğu eve
gittim. Adam hemen eşeği hazırladı. Fakat ‘hava kötü hoca bu havada yola
çıkma. Bu gün bizde misafir ol yarın git.’dedi ama ben gözüme almıştım.
Yola da çıktım. Yolu yarıladıktan sonra ise kar yağışı başladı. İşler
değişmişti. Pişman oldum ama iş içten geçmişti. Biraz sonra artık
tamamen tipi çıkmıştı. Ben gözlerimi bile açamıyordum. Hayvan kendi
başına gidiyordu. İri yarı kuvvetli bir hayvandı ve yıllardır yolu
alıştırmıştı. Bende donmamak için Allaha yalvarıyorum. Bir ara sesler
duyar gibi oldum ama tam anlayamadan biri eşeğin ipinden tutup beni
indirdi. Ben yürüyemiyordum bile muhtarın evine götürdüler orda biraz
sobanın başında kalıp, sıcak bir çay içince kendime geldi. Köylüler
durumu bildikleri için ben gelmeyince merak etmişler ve tam aramaya
çıkacakken ben onlara karşı çıkmışın. Muhtar ‘benim boz eşeğe dua et.
Yoksa yolda ölürdüm’ deha hakikaten dedikleri doğru idi eşek olmasa
kesin yolda donar ölürdüm. Ondan sonra artık hayvanları daha çok sevmeye
başlamıştım. Eşekler, sıpalar, koyunlar, kuzular, keçiler. Yalnız
köpeklere pek alışamamıştım. Köyde birçok çoban köpeği vardı. Her kapıda
bazen beşer altışar tane vardı. Hepsi de koca kocaydı. Bir tanesi bile
beni tek başına parçalardı. Hep kızardım ‘salak köylüler bu kadar
köpeğine yapacaksınız’ diye. Tabii bu kış kıyamette onu da anladım.
Öğrenciler genelliklede okulun bahçesinde köpek dövüştürdü. Bende kızar
onları hayvanlara eziyet ediyorsunuz diye dövmekle bile tehdit ederdim.
Bir gün yaşlının biri ‘bırak hoca onları köpekleri dövüştürsünler, yoksa
bizi kışın kurtlar yer’ dedi. Olayı o zaman pek kavramamıştım ama
önümüz deki birkaç hafta yetti. Kar bir başladı pir başladı. Kar bir
metreden fazla yağmıştı ve hala gün aşırı yağıyordu. Kapı dışarı çıkamaz
olmuştuk. Hafta sonları bile artık hayal olmuştu. Lojman ve okul
arasında gidip geliyordum. Köylüler her şeyimle ilgileniyor,
yiyeceğimden yakacağıma çamaşırımdan bulaşığıma ilgileniyorlardı. En çok
da muhtarın kızı ile oğlu işlerime koşturuyorlardı. Tabii bende onların
gönlünü daha önceden ufak defek şeylerle kazanmıştım. Bir dediğimi iki
etmezlerdi. Kış iyice şiddetini artırdı.Bende evden iyice çıkamaz oldum.
Bir gece kapıda kıyamet koptu köpek sesleri ortalığı yıkıyordu. Ben de
pencereden neler olduğunu anlamaya çalışırken muhtarın çiftelerinin sesi
geldi. Ben de apar topar dışarı çıktı muhtar elide çiftesi ile okulun
ön bahçe duvarında idi. ‘ne oldu’ diye sordum. ‘Kurtlar… Köye inmişler
köpekleri sıkıştırıyorlar yine’ dedi. Ben şok olmuştum. Acıkan kurtlar
buraya kadar çok rahat gelebiliyorlardı. Ben artık iyice eve kapandım.
Hiç dışarı çıkamıyordum. Tabii cinsel hayatımda bu arada sıfırlamıştı.
Önceden hiç yoktan şehre iner kızlara bakardık. Artık oda bitmişti.
Köyde kadınlar genellikle kapalı giyinir, zaten pek dışarıda
çıkmazlardı. Gördüğüm kızlar okuldan öğrencim olanlardı. Onlarda hep
çocuktu. Yalnız muhtarın kızı içlerinde en büyüğüydü. O da on ikisinden
on üçüne yeni girmişti. Aslında güzel kızdı. Uzun saçlı, yaşıtlarına
göre uzun buluydu. Hatta erkeklerin çoğundan uzunda sesiz sakin pek bir
şeye karışmazdı. Onun hakkında da pek bir şey düşünemezdim.Tek yaptığım
cinsel faaliyet mastürbasyon yapmaktı. Bu rutin hayatım Aralık ayında
değişti. Hem de aniden hayatımda hiç beklemediğim şekilde değişti. Köyde
aslında cinsellik çokta üstü kapalı değildi. Erkek öğrenciler çok daha
rahattı. Sık sık sınıfta bile gündeme geliyordu ama ben pek o konulara
müsaade etmiyordum. Kızlarda aslında çok yabancı değillerdi. Zaten çoğu
birkaç odalı evde yaşıyor. Kışında hepsi aynı odada yatıyordu. Anne
babalarının ne yaptığını aşağı yıkarı görmeseler de duyuyorlardı. Fakat
en çok duyduğum hayvanlarla cinsel işliye girmekti. Öğrenciler bana pek
belli etmeseler de aralarında sık sık bu mevzu dolaşıyordu. Köylerde
hayvanlarla cinsel ilişkiye girildiğini duymuştum ama bu kadar çok dile
getirildiğini hiç duymamıştım. Bir gün kız öğrenciler utana sıkıla
geldiler kulağıma sınıftaki bir erkek öğrenciyi şikâyet etmişlerdi.
-Öğretmenim Hasan, Zehraların sıpasını şey yapmış? -Ne yapmış kızım?
-Şey yapmış öğretmenim işte? Biraz geç anladım ama ne yapacağımı
şaşırdım. -Tamam kızlar ben gerekeni yaparım. dedim.Ders bitince Hasan’ı
çağırdım. Tabii o meseleyi hemen kavradı. Başladı yemin billah etmeye.
Bende fazla sıkıştırmadım duymayayım bir daha dedim gönderdim çocuğu.
Ben bayağı şok olmuştum ama onlar gayet normaldiler. Biraz utandılar o
kadar. Sonra birkaç gün sonra bir olay daha oldu. Bir Öğrencim
gelmemişti. ‘Neden gelmedi’ diye sorunca ‘köpek ısırdı’ dediler. Tabii
bende doğal olarak çocuklara hemen Köpeklerle oynamayın. Onlarla şaka
yapmayın. Onlar sizi yaralar.’şöyle böyle derken bir erkek öğrenci
‘öğretmenin biz onun gibi tedbirsizlik etmeyiz’ dedi. Hemen bir tanesi
de ‘boynundaki ipi sağlam bağlar iyice kısarız biz.’ O zaman anlamıştım.
Hayta köpeği becermeye çalışırken ısırılmıştı. Öğrencilerimle aram
oldukça iyileşmişti. Birçok şeyi rahatça anlatıyordu artık. Bu konularda
dâhil. Ben pek yüz vermiyordum fakat canavar gibiydiler o konularda.
Bende köydeki adam ne yapsın kızla çıkma şansı yok diye pek
ilgilemiyordum. Bende bir an önce Ankara’ya gitmeyi hayal ediyordum.
Aralık ayının son haftasıydı. Yine hafif hafif kar yapıyordu. Öğleden
sonra derse girdik. Sınıfa baktığımda bizim haylazlardan birkaç tanesi
yoktu. Birde Muhtarın kızı Zehra yoktu. Nerde olduklarını sordum. Ses
çıkmadı. Bende derse başladım. Tan o sırada bahçede bir gürültü koptu.
Köpekler kavga ediyordu. Zehra’nın çığlığı da geliyordu. Hemen dışarı
koştum. Kapıdan çıktığımda bizim Sülo ile Faruk denilen bir başkası
köpekleri Zehra’nın elinde ipi olan tazısına saldırmışlardı. Hayvancağız
korkmuş, köpeklerde havlıyordu. Yalnız Köpekler bir birine mi Zehra’ya
mı yoksa tazıya mı anlamıştım. Hemen içeri koştum. Bir tane fırça sapı
elime denk geldi hemen onu aldım. Köpekleri Zehra ile tazıdan
uzaklaştırmaya çalışıyordum. İkisi de dana kadar vardı. Çocuklar zapt
edemiyordu. Hemen Zehra’yı uzaklaştırdım. O okulun duvarından tazıyı
atlatırken muhtarın sesi geldi. Bunun üzerine hem çocuklar hem köpekler
avludan uzaklaştılar. Diğer öğrencilerle bizde sınıfa girdik. Az sonra
hem Zehra hem de haylazlar geldiler. Zehra’nın hıçkırıyordu. Gözleri
ağlamaktan kızarmıştı. Haylazlarda sırıtıyordu. Köpekleri niye
dövüştürüyorsunuz demeye kalmadan Sülo; -Öğretmenin dövüştürmüyoruz.
Bizim tazı kızanda onu Farukların Karabaş’la çiftleştirecektik. Zehra
bizi engelledi. Dedi Zehra’da öğretmenin baban onu başka tazı ile
çiftleştirip damızlık edecek. Dedi Mesele hemen anlaşıldı. Ben Sülo ile
Faruk’a birer tane tokat patlattım. Sonrada nasihat ettim. ‘Tazı ile
köpek çiftleşince ortaya çıkan kırma bir şeye yaramaz. Ne köpek olur
nede tazı dedim. Akıllarına yatmış gibi görünüp kafa salladılar.
Zehra’ya kızım bunları babana söyle dedim. Zehra hemen ‘Yazın kızana
gelince baban çiftleşmesin diye ahıra kapatmıştı. Söylerim yine
kapatır.’ Dedi. İş tatlıya bağlanmıştı. Ders bitti. Bir saat daha ders
yapım öğrencileri eve gönderdim. Benim biraz işim vardı. Onları halledip
eve geçtim. Havada artmıştı. İyice eve gidip sobanın ateşini yeniledim.
Akşam için odun az kalmıştı. Karanlık olmadan biraz içeri odun
getireyim dedim.Odun getirirken dönüşte kapıda Zehra’yı gördüm elinde
ekmek sofrası vardı. Yanında da babasının değerli tazısı vardı. Tazı
uzun boylu kısa kahverengi tüylü oldukça sevimli bir hayvandı. Ben
kapıdan içeri girerken hayvan bacaklarıma süründü ve bana kuyruk
sallamaya başladı. İçeri odunları bırakmak için girdim onlarda arkamdan
antreye girdiler. Ben Odaya odunları bıraktım ve Zehra’nın elinden
ekmekleri aldım mutfağa götürdüm. Hayvan beni görünce iyice sevindiğini
belli etmişti. Bende başını hafifçe okşadım. İçeri gidip hemen geldim.
‘Zehra’ya gördün mü? Senin tazıyı parçalatacaktı haylazlar.’ dedim. Oda
hemen ‘yok öğretmenim onlar tazı ile çiftleşmek istiyordu, tazı kızanda
ondan’ dedi. Bu cevabı söyleyince ben o zamana kadar hiç yapmadığım bir
şey yaptım ve ‘O zaman canı isterdir, izin verseydin yaa’ dedim. Biraz
utandı ama ‘baban onu arı bir tazı ile çiftleştirecek, geçen yaz ilk kez
kızana geldiğinde içeri kapattı kimseyle çiftleşmesin diye. Yavru iken
avcı arkadaşından getirdi geçen kış damızlık edecek ’ dedi. O rahatça
konuşunca ben bir soru daha sordum ‘Kızım yazık değimli hayvana onunda
canı istiyor demek ki’ dedim’.O safça bana cevap veriyordu ‘Olur mu
öğretmenin o zaman enikler’ dedi. O zaman kendimi kontrol edemedim bir
soru daha sordum. ‘Bunun kızanda olduğunu nasıl anlıyorsunuz’ diye
sordum. Zehra gerçekten çok saftı her sorduğum soruya içtenlikle cevap
veriyordu.’erkek köpekler hemen kokusunu alır. Hem teni (hayvanların
cinsel organına böyle diyorlardı) de kabarır, bak’ dedi. Hayvanın
kalkmış kuyruğunun altındaki cinsel organını gösterdi. Bende gözlerime
inanamamıştım gerçek hayvanın cinsel organı diğer gördüklerime hiç
benzemiyordu oldukça kabarmıştı. ‘hemen suyu da gelir’ diye cinsel
organından gelen suyu gösterdi. Gerçektende çok az bir su sızıyordu. O
sırada hayvan kuyruğunu hızla sallıyordu. Zehra’da kuyruğundan tuttu ve
bana gösterdi. ‘Erkek köpekler bunun kokusunu alır’ dedi. Bir an refleks
olarak köpeğin arka tarafında kuyruğunun üst tarafından belini okşadım.
Hayvanın boyu yaklaşık Zehra’nın yarısı kadar benim beninde dizimin bir
karış kadar üstünde idi. Hayvanı başı kapıya dönüktü. Ben okşamaya
devam ediyordum. Zehra ‘Şu ara çok huysuz, geçen ki gibi değil’ dedi.
Bende bu sözü üzerine elimi cinsel organına götürdüm. Ne yaptığımın
farkında bile değildim.Dokunduğum da ateşini hissetmiştim. İnanılmazdı
hayvanların bu kadar istekli olacaklarını hiç tahmin edemezdim.
Öğrencimin hem de kız öğrencimin önünde bunu yapıyordum. Biraz okşar
gibi yaptım. Hayvan biraz irkilir gibi oldu. Birden sanki elime
yaslandı. Ne olduğunu anlamamıştım. Zehra, o anda hiçbir şekilde akla
gelmeyecek bir istekte bulundu. ‘öğretmenim, sen yapsana seni istiyor’
dedi kulaklarıma inanamamıştım. Öğrencim köpeğini sikmemi istiyordu.
Birden daraldım sanki patlayacaktım. Ama elim hala tazının cinsel
organında idi ve sanki benim parmaklarımı içine almak istiyordu.
Gerçektende öğrencim anlamıştı. ‘Öğretmenin sen karabaşı tutarken onun
kokusu bulaşmış sana erkek köpek sandı seni’ dedi Zehra. Gerçekten öyle
idi hatta Karabaş çişini yapmış ve ayakkabım ile pantolonun paçalarına
hafifçe gelmişti. ‘Cankoş (Zehra’nın tazıya verdiği isimdi) hiç
çiftleşmediği için seni erkek köpek sandı’ dedi. Ben birden ‘Kızım olur
mu öyle şey’ dedim. Ama Zehra’nın cevabı hazırdı. ‘hem senden hamile
kalmaz’ dedi. Ben iyice şok olmuştum. Zehra kafasına koymuştu Cankoş’u
bana siktirecekti. ‘Ben Faruk’la bizim Sülo’yu gördüm. Farukların dişi
köpeği yapıyorlardı. Hem köpeği alıştırmışlardı. Köpek onları gördü mü
hemen ahıra giriyor’ dedi. Ben artık iyice kendi mi kaybetmiştim.
Abazalık daha ağır basıyordu. O sırada yanıma eğildi. Cankoş’un cinsel
organını okşama mı izliyordu. ‘Bak hoşlandı. Canını çok yakmazsan
ısırmaz. Bende yardım ederim. Kimseye söylemem. Bende Cankoş’un çok
istediğini biliyorum ama o hayvanlara yaptırmak istemiyorum’ dedi.
Başını yere eğmiş adeta bana yapmam için yalvarıyordu. İş bir cümleden
nereye gelmişti. Ne yapacağımı şaşırmıştım elim ayağıma dolaşıyordu. O
sırada kapı Zehra tutmayı bıraktığı için küt diye kapandı. Kader
ağlarını örmüştü artık dönüş yoktu. Zehra benden önce davrandı. Cankoş’u
aldı odaya yöneldi. Ben baka kalmıştım. Çankoş sanki olanları anladı
kuyruğunu sallayarak içeri geçtiler. İnanamıyordum. Neler yapıyorum ben
diye. İçerde bir dek kanepe vardı. Hem yatak hem de oturmak için
kullanıyordum.Zehra onun üzerine oturdu. Cankoş’u da yanına çekti. Bende
yanlarına oturdum. Can koşun sırtını okşamaya başladım. Hayvan sanki
biliyor gibi hemen arkasını bana döndü ve kuyruğunu kaldırdı. Zehra
‘gördün mü öğretmenim nasıl istiyor’ dedi. Ben içinden diyordum ‘gördün
mü küçük kızın yaptığını’ diyordum. İçimdeki hayvanı uyandırdı. Artık ok
yaydan çıkmıştı. Yavaşça yere oturdum. Cankoş’un cinsel organı tam
önümde duruyordu. Yavaş yavaş okşamaya başladım. Hayvan sanki onu yapmak
istediğimi anlamış bana doğru geri geri gelmek istiyordu. Parmaklarım
içine doğru hafifçe ittim. İnanılmazdı. Çankoş az önceki gibi tekrar
kamburlaştı sanki daha fazlasını istiyordu. Parmaklarıma doğru adeta
kendini itiyordu. Parmaklarım içer doğru kaydıkça içindeki Sıçaklığı ve
ıslaklığı hissediyordum Müthişti Çankoş beni istiyordu. Artık
dayanamıyordum bir an önce içine girmek istiyordum. Yavaşça arkasına
doğru yanaştım. Hala okşamaya devam ediyordum. O sanki daha fazlasını
istiyordu. Ama benim cinsel organımsa oldukça büyüktü. Nasıl gireceğine
pek aldırmıyordum. Hatta Zehra’yı bile unutmuş sayılırdım. Yavaşça
kalçamı onun arkasına dayadım Cankoş hiçbir tepkide bulunmuyordu. Zehra
onun başını okşuyor seviyordu. Yavaşça kemerimi çözdüm ve pantolonumu
indirdim.Erkekliğim bir setleşmişti ki daha önce hiç böyle sertleştiğini
hatırlamıyorum. Heyecandan bayılacaktım. Benimkini zor bela kilodumdan
çıkardım. Bir yandan da Zehra’ya göstermemeye çalışıyordum. Fakat Zehra
çoktan fark etmişti. ‘yavaş yavaş gir, canını çok yakma’ dedi. Tamam der
gibi başımı salladım. Utanmak falan artık umurunda değildi tek
istediğim Cankoş’a girmekti. Benimkini Cankoş’a dokundurduğumda
müthişti. Hem yumuşaklığını hem de sıcaklığını hissetmiştim. Yavaş yavaş
sürtmeye başladım. Cankoş olanları anlamıştı. Oldukça uysal
davranıyordu. Kuyruğunu iyice dikmiş ve sallamayı bırakmıştı. Benimki
Cankoş’un suyuyla ıslanmaya başlamıştı. Başını iyice ıslatana kadar
sürttüm. Onun cinsel organı da iyice ıslanmıştı. Yavaşça içine doğru
bastırdı. Başı Cankoş’un içine doğru gömüldü. Çankoş belini yine
kamburlaştırdı. Bir an arkaya bakmak istedi ama Zehra onu
sakinleştiriyordu.Tabii hayvan bir az huzursuz oldu. Çünkü ilk kez böyle
bir şey içine giriyordu. Ben içinin sıcaklığını hissetmiştim artık
tamamen içine girmek istiyordum. Ama benimki sanki bir kayaya çarpmıştı
biraz zorladım ama bir türlü ileri gitmiyordu. Bu sırada Cankoş’un
huysuzluğu da artmıştı. Haklıyıydı benimki ona göre çok büyüktü.
Yaklaşık 20cm idi ve oldukçada kalındı. Bu sırada benim unuttuğum Zehra
imdada yetişti. Yukarıya doğru itmemi istedi. Bu kız bunları nerden
biliyordu. Böyle anlamamıştım. Onun dediği gibi yaptım. Yukarı doğru
ittim. Artık benimkinin başı Çankoş’un cinsel organından içeri
kaybolmaya başlamıştı. Benimkinin önünde artık o her engel kalmamıştı
ama çık zor ilerliyordum. Başını iyice yerleştirdim. Gerçekten çok
dardı. Hareket etmek nerdeyse imkânsız dı. İki elimle Cankoş’un
kalçalarından tuttum ve tüm gücümle içine ittim. Gittiği yeri adeta
yırtıyordu. Cinsel organım inanılmaz acıyordu ama yinede o sıcaklığı
istiyordum. Bir ara Cankoş kaçmak ister gibioldu. Ayağını kaldırmak
istedi. Ama o anladım. Zor noktayı geçmiştim. Benimki artık daha rahat
ilerliyor ve tüm sıcaklığı hissediyordum.Benimkinin ancak yarısı
girmişti ama daha yer olduğu belliydi. Fakat ilk sefer için biraz fazla
olabilir diye kendimi frenledim. Cankoş da rahatladı. İçi o kadar dardı
ki anlatamam. Bir o kadar da sıcaktı. Yavaş yavaş ileri geri gitmeye
başladım. Çok dar olduğu için zar zor birkaç santim gidebiliyordu.
Benimki onun içinde ıslandıkça daha da rahatlıyordu. Cankoş da oldukça
rahatlamış hatta memnuniyet belirmişti. Beş dakika sonra artık iyice
rahatlamıştım. İçine giriş çıkışlarımı yavaş yavaş hızlandırdım.
Harikaydı. Birçok kadınla yatmıştım ama biç biri bu kadar zevk
vermemişti. Artık iyice hızlandım. Çok dardı ama yenide hızla girip
çıkıyordum. Hatta Benimki iyice girmeye başladı. Artık zevkin doruğunda
idim. Daha fazla dayanamadım ve içine boşaldım. Harika bir şeydi
gerçekten. Bir süre tamamen boşalmayı bekledim. Benimkinin serliği
gecene kadar içinde birkaç dakika daha durdum. Sertliği geçince usulca
çıkardım ve tekrar kiloduma koydum. İnanılmaz rahatlamıştım ama bitmiş
haldeydim. Kanepeye yaslanıp oturdu. Pantolonumu bile çekmedim. Zehra
‘gördün mü öğretmenim bak ne kadar gözel oldu’ dedi. Bende başımı
salladım. ‘Evet’ dedim. Bu arada Cankoş cinsel organı ve benim orda
kalan sularımı yalamaya başladı. Cinsel organında bir iki damla kan
vardı. Zehra ‘onun kızlığını bozdun’ dedi gerçektende öyle idi. Benim
için harika bir deneyim olmuştu. Çankoş yalamasını bitirince hemen
onları dışarı çıkardım ve evlerine gönderdim. Zehra’ya da Çankoş’a iyi
bakmasını tembihledim tabiî ki.İsim : adog
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Slm bursa dan efe 19cm damarli aletimi sömurene kadar yalıycak amını götünü yalatmak isteyen bayanlar arayın sekste sınırım yok gizlilik prensıbım dır bursa ankara istanbul eskisehir 0534 306 04 94
YanıtlaSilen güzel seks hikayeleri burada her gün online seks hikayeleri sizleri zevke ulaştıracak düzeyde Otobüste tanıştım ve evinde siktim
YanıtlaSilEVET bayanlar dular arayın size lazim olan seks ihtiyaç ini gidereyim maraş elbistan ve çevre iler tercihimdir telefonunum05448683848
YanıtlaSil05432828618SLM BN İST MALTEPEDEN PATNER KORAY SEKSE AC OLAN EŞİNDEN GİZLİ HOS GÜZEL VE FANTAZİ DOLU Bİ SEKS YASAMAYI İSTEYEN GERCEK SEKSIN MUTLUGUNUTATMAYI ARZLYN KALIN VE BÜYÜK SEVEN 19 VE 70 YAŞ ARASI DUL OLGUN TONBUL BEKAR EVLİ BAYANLAR VE ARALARINA 3 ÇÜYÜ ARAYAN EVLİCİFTLER ARAYIN TNSLM 05432828618
YanıtlaSilMerhaba, Mutsuz ve Doyumsuz Bayanlar Adana ve çevresinde yaşayan, Reel birliktelik düşünen, Gizlilik ve Güven İçerisinde İlişki Arayan Seks'te Sınır Tanımayan ve Ne İstediğini Bilen Doyumsuz Bayanların Mesajını Bekliyorumm
YanıtlaSil0545 352 25 52 Özele Açık ! Skype™: Dost_erkek01 Whatsapp var
Merhaba, Evli Çiftler Eşi için Büyük ve Kalın Düşünenler.. ( Fotoğraf ispatlı ) Eşinizin Mutluluğuna Engel Olmayın 0545 352 25 52 Özele Açık! Whatsapp Var Skype™: Dost_erkek01 Not:Tek Erkeqim.. Deneyimim var.
Merhaba, Grup seks fante*zisini gerçekleştirme düşüncesinde olan Kararlı Samimi Paylaşıma Açık Gizliliğe Önem Verenler
* Evli Çiftlere 3. Tek ERKEĞİM!
* Kocasının yanında bir başka tene dokunma arzusu olan
* Tost olmayı arzulayan bayanlar
* Karısı gözlerinin önünde başka bir tene dokunurken aldığı hazzı görmek isteyenler beyler
* Sizi tanıyan sizin hassasiyetinizi bilen gizliliğe önem veren deneyimli güvenilir sırdaş samimi dost olarak tanışmak isteyenler
* 0545 352 25 52 Özele Açık ! Skype™: Dost_erkek01 Whatsapp var
MERHABA ADIM ARDA İSTANBULDAN 41YAŞINDA YEŞİL GÖZLÜ ESMER BİR ERKEĞİM CİDDİ DÜRÜST GÜVENİLİR SIRDAŞ BİR İLİŞKİ ARIYORUM KENDİNE GÜVENEN TÜM BAYANLARIN ARAMASINI BEKLİYORUM EVLİ DUL BEKAR MUTSUZ BAYANLAR EVLİCİFTLER 3CÜ ARAYAN ÇİFTLER ARAYIN TANIŞALIM GÖRÜŞELİM
YanıtlaSil0554 120 10 93
MERHABA TÜRBANLI VE KAPALI SEXY BAYANLAR EVLİCİFTLER 3CÜ ARAYAN ÇİFTLER BEN ARDA DÜRÜST CİDDİ VE SIRDAŞIM GÜVENİLİR DENEYİMLİYİM ARAYIN VEYA MESAJ YAZIN TANIŞALIM GÖRÜŞELİM BEKLİYORUM
YanıtlaSilİSTANBUL AVRUPA YAKASI
NOT;HERŞEY GİZLİ KALMAK ŞARTIYLA WHATSAPP VAR
0554 120 10 93